Basın Bildirisi 3 Mart 2008
3 Mart 1924, laik Türkiye Cumhuriyeti"nin kurulmasındaki süreçte siyasal ve toplumsal yaşamımızın en önemli günüdür.
Çıkarılan Devrim Yasaları"yla hilafet, evkaf-şeriye vekaleti ve şeriye mahkemeleri kaldırılmış, eğitim birliği ilkesi yaşama geçirilmiştir. Büyük dönüşümler ve çağdaşlaşma bu devrim yasalarıyla gerçekleştirilmiştir.
Bugün bu yasaların kabul edilmesinin 84. yılında, bu yasaların anlamını bir kez daha vurgulamak zorundayız. Cumhuriyet yasalarının amacı, Türk toplumunu din-devleti anlayışından kurtararak laik, demokratik ve tam bağımsız bir ulus devlet bilincine kavuşturmaktır. Çağdaş bir ülke olmanın gereği olan aydınlanma felsefesini, toplumun tüm bireylerine ulaştırmak laik ve demokratik bir ulusun en önemli amacıdır. Bu amaçla, bireylerinin özgürlüklerini sınırlandıran, kadın erkek eşitliğini bozan, çağdaş yurttaş bilincini körelten ve sömürge toplumu yaratan her türlü anlayış ve bu amaçla yapılan yasal düzenlemeler kabul edilemez. Türban, ardında birçok gerçeğin saklandığı emperyalizmin oyuncağı, laiklik karşıtı siyasi bir simge ve araçtır.
Vicdanlarda yaşanması gereken dinin, Türk toplumunun inanç anlayışına ters bir biçimde dayatılan, Amerikan güdümlü Ilımlı İslam siyaset anlayışının ürünü türbana indirgenmesi hiçbir biçimde kabul edilemez. İç politikasını Amerikan emperyalizminin istekleri ve çıkarları uğruna ve bundan kazanç sağlayacak şekilde bağımlı olarak yürüten hükümetin, Amerika"nın Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye"yi sürüklediği tehlikeler açıktır. ABD"ye bağımlı bir dinci devlet ve bölünmüş etnikçi bir federe devlet anlayışı Mustafa Kemal Atatürk"ün çizdiği haritalara ters ve düşmandır.
Ekonomisini IMF"ye, dilini İngilizce"nin boyunduruğuna, mecliste çıkarılacak en küçük yasaları AB"nin reform paketlerine bırakmış bir ülke, tüm bunlarla birlikte dinini yaşama şeklini de Amerikan güdümlü dinci bir siyasi partinin anlayışına bırakılmaya zorlanmaktadır. Ülkenin, ülke onurunu zedeleme özgürlüğüne, sosyal hakları yok etme özgürlüğüne ve üniversiteleri paralı hale getirme özgürlüğüne ihtiyacı yoktur.
Bir ülkede tüm bilimsel ve ilerici araştırmaların yapıldığı ve düşüncelerin üretildiği bilim yuvalarına dinin özgürce yaşanması gereken bir yer olarak bakılmamalıdır. Atatürkçü kuşaklar yetiştirmek zorunda olan üniversiteler hiçbir zaman gericiliğin yuvası haline getirilmeyecektir. Toplumsal anlayışımız ve tarihimiz içinde laiklik ilkesinin, ülkemizde Atatürkçü yaklaşımlarla ve çağdaş anlayışta hazırlanmış ve yorumlanmış yasalarca korunması zorunludur. Gerçek demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri ancak bu şekilde anlaşılabilir ve anlaşılmalıdır.
Gündem türbanla meşgul edilirken meclisten geçirilen Vakıflar Yasası ile Türkiye Cumhuriyeti"nin kuruluş antlaşması olan Lozan delinmektedir. Ayrıca dişimizle tırnağımızla ve alın terimizle kurduğumuz Tekel bir Amerikan firmasına satılarak özelleştirilmiştir. Tersanelerde gerçekleşen ölümler ve kaçak yapılanma sonucu şehir içlerinde oluşan ölüm yuvaları karşısında hiçbir şey yapmayanlar, türbanı bir hasat olarak görüp anayasamızın en önemli maddelerini çiğneyerek dini siyasete alet etmektedirler.
Atatürkçü siyaset çizgisinden uzaklaşılarak, dini siyasete alet eden iktidarlarca gereğinden fazla imam hatip okulu açılmış, buralarda imam ya da hatip olamayacak kızların da okuması sağlanmış ve eğitim öğretim birliği amansızca delinmiştir. İleriki aşamada katsayı değişikliği ile imam hatip kökenli öğrenciler, alanları dışında tercihler yaparak doktor, hakim veya mühendis olabileceklerdir. Bu asla kabul edilemez bir anlayıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi emperyalist güçlerin ve onun yerli işbirlikçilerinin bölme, parçalama, toplumsal çatışma yaratma oyunlarına izin vermeyecektir. Atatürk"ün bize emanet ettiği laik, demokratik ve sosyal hukuk devletini bağımsızlık temelinde sonsuza dek savunacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi
Aliağa İlçe Örgütü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.