04 Mayıs 2024
  • İzmir18°C

BASINA VE KAMUOYUNA

Uzun süredir belirli merkezler tarafından çatışma ortamına sürüklenmeye çalışılan ülkemizde bu amaçla birtakım provakatif eylemler gerçekleştirilmekte, çatışma ortamı toplumsal zemine yayılarak iç savaş ortamı yaratılmak istenmektedir. Son dönemlerde yaşa

Basına ve Kamuoyuna

2006-05-18 17:32:05

BASINA VE KAMUOYUNA
Uzun süredir belirli merkezler tarafından çatışma ortamına sürüklenmeye çalışılan ülkemizde bu amaçla birtakım provakatif eylemler gerçekleştirilmekte, çatışma ortamı toplumsal zemine yayılarak iç savaş ortamı yaratılmak istenmektedir. Son dönemlerde yaşananlar göstermektedir ki, ülke üzerinde karanlık oyunlar oynanmakta; laik – anti-laik, Türk - Kürt, alevi - sünni kutuplaşması yaratılmaya çalışılmaktadır. Demokratik hukuk devletinin gereği olarak bağımsız ve tarafsız olması zorunlu olan yargı dahi bu kutuplaşma dahilindeki siyasallaştırma çabalarından nasibini almıştır. Susurluk olayı kadar önemli olan Şemdinli olayı sonrasında yaşanan bağımsız yargı sürecini etkilemeye yönelik girişimler bir savcının hazırladığı iddianame nedeniyle görevinden ihraç edilmesine dek uzanmıştır.
Bunun yanısıra, ABD emperyalizmi Ortadoğu’da saplandığı batağa Türkiye’yi ve bölge ülkelerini çekmeye çalışmakta; bu doğrultuda bölge ülkelerinde olağanüstü hal koşulları oluşturmayı, toplumsal kesimler arasına düşmanlık tohumları ekmeyi ve iç karışıklıklar yaratmayı amaçlamaktadır.
Toplumsal barışın sağlanmasının kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı tam bir demokrasi ile mümkün olacağı açık ve halihazırda ülkemizde bu alanda önemli eksiklikler bulunduğu ortada iken; aksine son günlerde “terörle mücadele” gerekçesiyle varolan hakların dahi kısıtlanmasına yönelik değişiklikler yapılmaya çalışılmaktadır. Bu durum bir yandan her türlü özgür ve muhalif düşüncenin baskılanması sonucunu doğuracak, diğer yandan ise toplumsal kesimler arasında yaratılmaya çalışılan kutuplaşmaya hizmet edecektir. Tüm bu etkenler birlikte düşünüldüğünde, Danıştay 2. Dairesi üyelerine yapılan silahlı saldırının toplumda huzursuzluk ve çatışma ortamı yaratmaya hizmet ettiği açıktır. Bu bir provokasyondur. Ülkemiz toplumsal kesimlerini bu provokasyona karşı duyarlı olmaya ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Bilinmelidir ki; yaşanacak bu tür bir iç çatışma ülkemiz insanlarının vicdanlarında uzun yıllar boyu silinmeyecek yaralar açacak ve emperyalist güçlerin ve yerli ortaklarının emellerine hizmet edecektir.
Bu saldırıyla sadece Danıştay 2. Dairesi üyeleri değil,  bir kez daha demokrasi ve yargı bağımsızlığı hedef alınmıştır. Son dönemde  yargının siyasallaştırılması yanı sıra ucuz siyasete alet edilmeye çalışıldığı da bir gerçekliktir. Yargı organlarının kararlarına yönelik olarak  bürokrasiden medyaya, ordudan siyasetin en üst kademelerine dek fütursuz ve pervasızca yapılan spekülasyonlara ve yargılamaları etkilemeye yönelen her türden girişime bu kez de iktidarda çatlak yaratmak adına silahlı bir saldırı eklendiği inancındayız.
Danıştay 2. Dairesi üyelerine yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor, saldırıda hayatını kaybeden Mustafa Yücel Özbilgin’in yakınlarına başsağlığı, yaralanan hakimler Mustafa Birden, Ayfer Gevrek Özdemir, Ahmet Çobanoğlu ve Ayla Gönenç’e  acil şifalar diliyoruz. 18.05.2006
Çağdaş Hukukçular Derneği
İzmir Şubesi
 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.