BASINA VE KAMUOYUNA

    Değerli Aliağalılar,
Bir süredir kentimizi meşgul eden konulardan biri, belediye otobüslerinin seferden kaldırılmasıdır. Belediye yönetimi, bir süre önce aldığı karar ile otobüs seferlerini iptal etmiş veya azaltmış, buradan doğan açığı da özel minibüslerle giderme yoluna gitmiştir. Buna gerekçe olarak da “kaçak yolcu, sahte bilet-paso” gibi nedenler ileri sürmüştür.
Oysa gerçek neden bizce bu değildir. Çünkü hiç bir belediye yönetimi, asli işi olan taşımacılık görevini, denetleyemediği gerekçesiyle savsaklayamaz, bu görevinden kaçamaz. Sonra adama, “madem yapamayacaktınız, neden talip oldunuz” derler. Oysa burada asıl sebep bize göre, belediyecilik anlayışıdır. “Her şeyi satarım; aslolan kamu yararı değil, özel şirketlerin, sermaye gruplarının çıkarıdır” diyen Ankara’daki ile; “Çöp toplama işini de, taşıma işini de ihale ettik, artık belediye bu işten para kazanacak” diyen Aliağa’daki zihniyet aynıdır. Bu olayın asıl nedeni AKP’nin siyasi, ekonomik ve sosyal anlayışıdır, yani ideolojisidir!
Seçimlerden önce “Çağdaş Kent Taşımacılığını” geliştireceklerini söylemişlerdi. Bu mudur çağdaşlık? Otobüsü kaldırıp yerine minibüs koymanın neresi çağdaşlıktır? Her şeyden önce “ekonomik” değildir bu yaklaşım. Ayrıca Belediyeler bu işi, kar etmek için değil, halka hizmet için yaparlar. Öte yandan “ihale” yoluyla yapılan işlerin, sonunda nereye vardığını da, bu ülkede yaşayan herkes artık çok iyi biliyor.
Bu nedenle, yapılması gereken şey, vakit geçirmeden normale dönülmesi, yani belediyenin bizzat kendi görevi olan işleri, halkın çıkarını gözeterek bizzat kendisinin yapmasıdır.Bu konuda bir süredir çeşitli halk kesimleri tarafından verilen uğraşlar dikkate alınmalı, gerekirse Belediye yönetimi, geniş katılımlı bir toplantıda halkın taleplerini dinlemeli, varsa açıklamak istediği şeyleri açıklamalı ve böylece gerilime yol açan bir sorunu, demokratik tutumla çözüme kavuşturmalıdır. Çağdaş bir kent olan Aliağa’ya da bu yakışır.
Bizleri üzen bir konu da, 04 Eylül Pazar günü, akşam saatlerinde Belediye’nin önünde yaşanan olaydır. “OTOBÜSÜMÜ İSTİYORUM” yazılı pankart açan bir grup insana, emniyet güçlerinin gösterdiği sert tavrın doğru olmadığını, olayların daha da tırmanmasına yol açacak bir davranış olduğunu düşünüyoruz. İstanbul’da, demokratik-laik cumhuriyete ve onun kurucusu olan Mustafa Kemal’e açıkça saldırı içeren pankartlara karşı gösterdikleri “hoşgörünün” onda birini, otobüs talep eden insanlara gösterseydiler bu gereksiz olay yaşanmamış olurdu.Ülkemizin pek çok yerinde, birdenbire düğmeye basılmışçasına meydana gelmeye başlayan ve asla tasvip edilmeyecek olan, etnik ve dinsel ayrımcılığa dayalı olayların yaşanmaya başladığı da düşünülürse, benzer olayların doğma tehlikesine de herkes dikkat etmelidir. Son günlerde ülkemizin değişik bölgelerinde yaşanan, linç girişimleri vb olaylara zemin hazırlayıp,asılsız propaganda yaparak halkı birbiri ile çatıştırmaya kalkanlara dikkat edelim, tuzağa düşmeyelim.Elbette demokratik hak arayışlarının belli kurallara göre yapılması, yer ve zamana uygun davranılması gerekir. Ancak böyle küçücük “sözde hassasiyetler”, hak arama girişimlerini engellemenin gerekçesi haline getirilemez.
Sonuç olarak, birkaç şarkıcıyı Aliağa halkına bedava izletmek için birkaç yüz milyarı bulanların, toplu taşımacılık için gereken parayı da kolayca bulabileceğini ve bunca zamandır süren tartışmayı da sona erdirebileceğini düşünüyoruz.
Bütün Aliağa Halkının ortaya koyduğu “ucuz, rahat ve çağdaş” taşımacılık talebine kulak verilmesini istiyoruz. Sorun çözülünceye kadar da istemeye devam edeceğiz. Tüm ilgililere ve Aliağa halkına saygı ile duyururuz.

ALİAĞA DEMOKRASİ PLATFORMU