FOÇA'DA SAADET ZİNCİRİ...

Hasan ESER
23 Ekim 2010 Cumartesi 11:08
Geçenlerde Foça'da siyasetin en çok konuşulduğu ve benimde müdavimi olduğum bir kafeterya da sabahın erken saatlerde oturmuş bir yandan çay keyfi yapıyor,bir yandan da gazetelere göz gezdiriyorum.Bu esnada yanıma gelen Ak Parti Foça Belediye Meclis Üyesi Ali Çelik, "Sayın basın mensubu birlikte kahvaltı etmeye ne derseniz" diyerek beni masasına davet etti. Davet o kadar nazikti ki kabul etmemek büyük bir nezaketsizlik olabilirdi.Elbette Foça gibi bir cennette denize sıfır bir kafeterya da Hasan Eser ile birlikte kahvaltı yapmak istemenin siyaset konuşmaktan başka ne gibi bir gayesi olabilirdi ki?..Ne tekim öylede oldu..Deyim yerindeyse konu 'balıklama' olarak yerel siyasetten açıldı.. Ali Bey; “Siz beni zaman zaman eleştiriyorsunuz ama ben her şeyi Foça için yapıyorum” diyerek girdi sohbete.. ‘Güldüm’ çünkü bu sözler hiç yabancı gelmemişti bana.. Ali Bey, şöyle devam etti sözlerine; “Yakında Gökhan Başkan,Osman Başkan, Ercan Yüksektepe ve ben Almanya’ya gidiyoruz.” Bu arada tanıyamayanlar için belirtmek isterim. Ali Bey’in saydığı bu kişiler Foça’nın Chp’li Foça Belediye Başkanı ile belediye meclis üyeleridir. Ali Bey’de malumunuz Ak Parti’li meclis üyesidir. Ali Bey’in bu şahıslarla olan samimiyeti Belediye meclisi haricinde,Foça kamuoyunda sık sık tepkilere neden olan Foça Belediye Spor ile de pekişmektedir.Çünkü Ali Bey aynı zamanda Foça Belediye Spor’unda yönetim kurulu üyesidir.
ALMANYA YOLCUSU KALMASIN
Her neyse; işte bu noktada birbirine tamamen zıt 2 ayrı siyasi partinin mensupları arasında birliktelik bağlarını güçlendiren Foça Belediye Spor’dan yola çıkarak bende bir an boş bulunup Ali Bey’e karşı “Hayırdır Sayın Meclis Üyesi Almanya’ya Bayern Münih'i incelemek Foça Spor’a Alman ekolünü getirmek için mi gidiyorsunuz?” diye sormuş bulundum.
Kızdı ve sert bir tavırla ‘Hayır’ yanıtını verdi.Almanya’ya Zeytinyağı fabrikalarından atık olarak çıkan kirli zeytin sularını biyoenerjiye çevirmek için kullanılan sistem hakkında araştırma yapmak için gideceklerini anlattı. O anlattı ben dinledim. Dinlerken de eski günler aklıma geldi.
CHP’YE AŞIRI MUHALEFET YAPMAK SUÇUNDAN
Sizinde hatırlayacağınız üzere 2004 yılında Doğruyol Partisi Foça’da Chp’den bir meclis üyesi fazla çıkarmıştı. Dyp’nin Belediye Meclisinde 6 üyesi vardı.Sonra o sayı yavaş yavaş eksildi..Çünkü Dyp’lilerin oyları ile seçilen bazı üyeler ilk etapta resmi olarak olmasa da daha ilk yıllarında kalben Chp’li oluvermişlerdi. Foça’nın da sağ görüşlü seçmenleri çok geçmeden seçtikleri o bazı üyelerin gerçek siyasi kimliğini öğrenmişti. Chp ile olan bunca samimi ilişkiden sonra Foça’nın merkez sağ’ından bir kez daha aday olup seçilmeleri imkansızdı.Kendileri de bunun farkına varmış olsalar ki, “Yerel seçim arifesinde yakamıza Chp rozeti taktırırsak, belki bir dönem de Chp’den meclis üyeliği yapar, hem de oturduğumuz koltukta gönül rahatlığı ile canımızdan çok sevdiğimiz Chp’mize hizmet ederiz” düşüncesine kapıldılar.Ve bu 6 meclis üyesinin 2’si yakasına binlerce insanın önünde Chp rozetini taktırdı. Tabiki meclis üyesi olamadılar. Bir daha da isteseler de olamayacaklar. Onlar rozet taktırdıklarıyla kaldılar. Diğer ikisi ise bağımsız olmak durumunda kalırken bir diğer ikisinden biri ancak çok parasının hatırına bir kez daha meclis üyesi olabildi .Diğeri de Chp’ye aşırı muhalefet yapmak suçundan merkez sağ’ın lideri tarafından listeye alınmadı.Çünkü o aşırı muhalefet yaparak mecliste huzuru bozuyordu ..Foça halkının var olduğunu iddia ettiği saadet zincirinde en zayıf halka olarak zinciri tehdit altında bırakıyordu.
MARKO PAŞA’YA ANLAT
İşte bu kesitler kafamda canlanırken,Chp’li başkan ve meclis üyeleriyle birlikte Foça’nın geleceği adına çalıştığını ve siyaset anlayışını anlatan Ali Bey’e, kendisini dinlemek istemediğimi söyledim. Çünkü ben bu filmi daha önce birçok kez seyir etmiştim. Ali Bey kendini yanlış kişiye anlatıyordu. O bunları bana değil ancak marko paşaya anlattığı taktirde dinletebilirdi
TARAF OLMAYAN BERTARAF OLUR
Kahvaltının finalinde Ali Bey’in affına mahsuben birkaç nasihatte bulundum. Kendisine Dyp’li eski meclis üyelerinden örnekler verdim. Oturduğu koltuğun kıymetini bilmesini gerektiğini çünkü sürdürdüğü bu siyaset anlayışıyla kendisinin bu ilk ve son meclis üyeliği olacağını lisanımünasiple anlattım.Hatta partisinin genel başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasında söylediği bir sözü örnek gösterdim.Öyle ya ne demişti Sayın Başbakan “Taraf olmayan bertaraf olur” .. Sen Chp’li yönetimi istemeyen insanların oy’ları ile seçileceksin, bu millet sana muhalefet yani denetim görevi verecek..Ama sen muhalefet etmek yerine Chp’li yerel yönetim ile kardeş,kardeş geçinecek , meclis toplantılarında usullen incik,boncuk konularda itiraz edip güya muhalefet yaptığını düşüneceksin. Tıpkı Dyp’li eski meclis üyeleri gibi Avrupa seyahatlerine gideceksin, yediğin, içtiğin ayrı gitmeyecek. Ondan sonra da seçim zamanı geldiğinde muhtemelen işte “bu Chp’liler çeyrek asırdır. Foça’ya hiç bir şey yapmadılar” deyip yeniden merkez sağ’dan meclis üyesi adayı olmak isteyeceksin. Kusura bakma Ali Bey ama yapmazlar, sen aday olsan da seçmezler.Halk hesabı sana şimdi değil sandıkta sorar. Ve bir daha seçilemezsin bugün sana o kucak açan Chp’liler yarın meclis üyeliğin bittiğinde yüzüne bakmazlar. Hatta öyle her hangi bir sivil toplum örgütünde falan Başkansan ,geçmişte olan hukukuna bakmazlar seni oradan da al aşağı edip kendi adamlarını getirmeye çalışırlar ki bunun yaşanmış örnekleri de var.
KENDİNİ İNANDIRAMAYANLAR BAŞKALARINI NASIL İNANDIRABİLİRLER Kİ?
Evet,İzmir'in Gündemi Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndaki yolsuzluk iddiaları ve İçişleri Bakanlığı'nın açtığı soruşturma iken, AKP İl Başkanı Ömür Kabak Fazıl Say ile Facebook üzerinden gündem değiştiriyor. Foça’nın da saymakla bitmeyen sorunları varken Chp’li yerel yönetime Ak Parti’li meclis üyeleri ve İlçe teşkilatı bir satır muhalefet edemiyor. Etmediği gibi el birlik Almanya seyahatlerine hazırlanıyor. Fakat Ak Partililerde bahane hazır.. “Chp İzmir’in Kalesi, biz zaten burada kazanamayız”... Yazık.. daha kendini inandıramayanlar başkalarını nasıl inandırabilirler ki ?
Bu anlattıklarımı Ali Bey’ede anlattım.. Bana, “Benim bir daha meclis üyesi olup olmayacağıma sen mi karar vereceksin?.Ben olamazsam sen olursun o zaman” diye tepki gösterdi.. ‘Estağfurullah’ dedim…
EN ERDEMLİ MAKAM SİNE-İ MİLLETTİR`.
Ben değil ama benimde içinde olduğum halk buna karar verecektir muhakkak.Bunu söyleme hakkım var. Çünkü ben 7/24 Foça halkı ile iç içeyim. Suyu akmayan,çöpü alınmayan Ali bey’i değil beni arıyor. Arada soruyorum hemşehrilerime ‘niçin yerel basına şikayet etmek yerine muhalif meclis üyelerini harekete geçirmiyorsunuz?’ diye.. gülüyorlar.. bizi mi sınıyorsunuz Hasan Bey? onlar ‘Ak Chp’li ‘ diyorlar.. Bu arada Ali Bey benim meclis üyesi olma gibi bir idealim yok .. Unutmayın ki siyasette en erdemli makam Sine-i Millettir`. Hem ben sizin gibi Karşıyaka’da oturup ,Foça’da meclis üyeliği yapamam .. Ayrıca benim 25 yıldır siyaset tacirliği yaparak geçinenlere seçim kampanyasına yardım adı altında verecek çok sıfırlı paramda yok..Biz hancıyız Ali Bey siz ise yolcu.. (bu makale burada bitmiştir.)
KARAGÖZ BANA DA HAM HUM, ŞARALOP ????
Çelebi umreye gidecektir..Hacivat'ın yanına gelir ve kendisine altınlarını emanet etmek istediğini söyler.Hacivat, bu teklifi kabul etmez ve Çelebi'ye Karagöz'ün kendisinden daha güvenilir bir insan olduğunu söyler ve Karagöz'e gönderir. Karagöz gelir, Çelebi altınları Karagöz'e emanet eder. Daha sonra geri gelir ve altınları almak ister. O sırada Hacivat, Karagöz'e altınları çelebi'ye geri vermemesini, daha sonra altınları aralarında paylaşmayı önerir. Karagöz kabul etmez ama Hacivat onu ikna eder. Çelebi Karagöz'e gelerek altınlarını ister, Çelebi "Altınlarımı ver" dediğinde karagöz "Ham hum" der, "Altınlarımı istiyorum" dediğinde "şaralop" der, böylece "ham hum şaralop" diyerek Çelebiyi kovar. Hacivat gelir ve altınların yarısını ister, Karagöz Hacıvat'a da "ham hum şaralop” der ..Hacivat,tebessüm eder, "yapma şimdi karagöz yoksa şimdi bana da mı ? ham hum şaralop" der ..
Fıkrayı okuyucularımdan gelen yoğun istek üzerine anlattım.. Fıkranın köşe yazısıyla uzaktan yakından ilgisi yoktur..Tıpkı bir Tv dizisinde yazdığı gibi.. 23/10/2010
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.