Depresyondayım, Sondayım

Çağımızın hastalığı depresyon, artık her kesimden her insanı tehdit ediyor. Kimileri çeşitli psikoterapilerle bu hastalığı atlatmaya çalışırken kimileri de doktorların verdiği antidepresan ilaçlarla baş başa kalıyor. Amerikan Gıda ve İlaç Derneği"nin (FDI) geçtiğimiz yıllarda yaptığı araştırmaya göre antidepresanların, insanları intihar ve şiddete yönelttiği belirtilirken, doktorların bir çoğu bunu onaylamıyor
Ege Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Psikiyatri Uzmanı Dr. Defne Erarslan antidepresanlar hakkında, “Depresyon esnasında, intiharı düşünen hastalar, antidepresanlar doğru kullanmadıklarında intiharı gerçekleştiriyor. Onun dışında antidepresanlar, intihara sebep olmaz” dedi

DEPRESYON İNSANLARININ YAKASINI BIRAKMIYOR

Pek çok şarkıya konu olan depresyon, günümüz insanlarının yakasını bırakmıyor. Uzmanlar ekonomik sebeplerden ve genetik yatkınlıktan kaynaklanan depresyon hastalığında kadınların büyük bir risk altında olduğunu söylüyor. Amerikan Gıda ve İlaç Derneği"nin (FDI) geçtiğimiz yıllarda yaptığı depresyon tedavisinde kullanılan antidepresan ilaçların intihara yönelttiği açıklaması ise kafaları karıştırmaya devam ediyor. Konu hakkında görüşlerini belirten EÜ Spor, Sağlık ve Kültür Daire Başkanlığı Psikiyatri Uzmanı Dr. Defne Erarslan antidepresanların doğru kullanıldığı takdirde herhangi bir intihar olayına sebep olmayacağını belirtiyor.
Antidepresan ilaçlarının etki süresinin kullanılmaya başlandığından 3 hafta sonrasında etkisini gösterdiğini belirten Uzman Dr. Erarslan, “Hastanın depresyonu tam olarak geçmeden, halsizlik durumu geçerse var olan intihar düşüncesi fazlalaşabilir. Ancak antidepresanların doğru kullanılması gerekir. Depresyon esnasında, intiharı düşünen hastalar, antidepresanlar doğru kullanmadıklarında intiharı gerçekleştiriyor. Onun dışında antidepresanlar, intihara sebep olmaz” diye konuştu.

KADINLAR, RİSK ALTINDA

Kadınların depresyona yakalanma riskinin erkeklerden fazla olduğuna değinen Uzman Dr. Erarslan, “Erkeklerde depresyona yakalanma oranı yüzde 10 iken, kadınlarda bu oran yüzde 20"yi buluyor. Kadınların depresyona yakalanmamaları için stresten uzak kalmaları gerekiyor” dedi. Sosyo- ekonomik açıdan kötü koşullarda yaşayan, çocuklukların da, olumsuz olaylarla karşılaşan kişilerinde depresyona yakalanabileceğini ifade eden Uzman Dr. Erarslan, “Genetik yatkınlık depresyona sebep olabiliyor. Daha önce kortizon tedavisi görmüş kişiler ve memleketlerinden göç eden kişiler de depresyona yakalanma riski taşımaktadır” şeklinde konuştu.

DEPRESYONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Depresyonun pek çok belirtisi olduğunu ve kişilerin bu belirtileri gördüğü takdirde hemen bir uzmana başvurmaları gerektiğini söyleyen Uzman Dr. Erarslan, “Bazı hastalar, belirtileri görünce kendi kendilerini tedavi etmeye çalışıyor. Bu çok yanlış” dedi. Uzman Dr. Erarslan depresyonun belirtilerini şöyle sıraladı:

-Sürekli üzgün ve boşlukta hissetme
-Kolay sinirlenme
-Düşünceleri yoğunlaştıramama, dikkat dağınıklığı,
-Karar vermede güçlük
-Açıklanamayan ağlama nöbetleri,
-Yorgunluk ve enerji kaybı
-Uyumada güçlük veya aşırı uyuma
-İştahta belirgin değişiklikler
-Bir ay içinde belirgin kilo kaybı veya kilo alımı
-Zihinsel veya fiziksel huzursuzluk
-Korku, suçluluk veya değersiz hissetme
-Ölüm veya intihar düşünceleri

TEK BAŞINA ANTİDEPRESAN YETERLİ OLMAYABİLİYOR

Depresyon ile yaşamanın artık kolay olduğuna değinen Uzman Dr. Erarslan, “Bazen sadece antidepresan ilaçlar kullanmak yeterli olmayabiliyor. Böyle durumlarda psikoterapi uygulanabiliyor. Hem antidepresan hem de psikoterapi birlikte olunca depresyon kolayca atlatılabilir” diyor. Hastaya depresyon teşhisi koyan doktor ile konuşmanın hastayı rahatlatabileceğini söyleyen Uzman Dr. Erarslan, “Kişi, psikoterapi ile gelecekteki sorunlarının üstesinden gelebilir ve benlik saygısını arttırır” şeklinde konuştu.