İzmir’de 26 günde 2.4 ve daha büyük 831 deprem meydana geldiği ve bunların toplamının 6.7’lik depreme eşdeğer olduğu belirtilerek, küçük depremlerin, büyük depremlerin oluşmasını engellediği ifade edildi. Jeomorfolog Yrd. Doç. Dr. Lütfi İhsan Sezer “Urla yöresindeki fayların 6.8’den büyük deprem üretme kapasiteleri bulunmamaktadır. Paniğe yol açacak ölçüde aşırı korkuya kapılmaya gerek yok. Ancak, deprem zararlarını ortadan kaldıracak tedbirlerin alınmasında da her zaman fayda var” dedi.
Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Lütfi İhsan Sezer, 17 Ekim 2005 saat 03.44’te başlayıp 26 günlük sürecin değerlendirildiği, daha sonra da devam ettiği belirtilen deprem değerlendirmesi hakkında bilgi vererek bu dönemde dördü şiddetli olmak üzere 2.4 ve daha büyük 831 deprem meydana geldiğini belirtti. Yrd. Doç. Dr. Sezer şunları söyledi:
“Bu 2.4 ve daha büyük 831 depremin odak derinliği çok çeşitlidir. Bu çeşitlilik yer kabuğunun oturma çabasına bir süre daha devam edeceğini göstermesi bakımından önemlidir.
DEPREMLERİN YÜZDE 32’Sİ UYKUDA GELDİ
Depremlerin oluş saatlerinde herhangi bir düzensizlik görülmemektedir. Depremlerin yüzde 32’si insanların genellikle uykuda bulunduğu 22.00-07.00 saatleri arasında, yüzde 68’i ise insanların genellikle uyanık olduğu gündüz ve akşam saatlerinde olmuştur.”
YARIMADADAN KOPARMA GAYRETİ
Yrd. Doç. Dr. Sezer, büyüklüğü 4 ve üzerinde olan 26 deprem de dahil olmak üzere 831 depremin yüzde 20’sinin Sığacık Körfezi’ni batıdan sınırlayan Teke Burnu ile Uzunkuyu arasına isabet ettiğini belirterek, “Depremlerin bu alanda ve Sığacık Körfezi’nde yoğunlaşma göstermesi, tektonik aktivitenin, faylarla sınırlanmış durumda bulunan Koraka Yarımadası’nın Teke Burnu ile İnce Burun’un yer aldığı güney kesimini yarımadadan koparmaya çalıştığına yorumlanabilir” diye konuştu.
BİNGÖL DEPREMİNE EŞDEĞER
17 Ekim-21 Ekim 2005 tarihlerinde meydana gelen 5.6-5.7-5.9 ve 5.9 büyüklüğündeki 4 şiddetli depremin 01 Mayıs 2003 tarihinde Bingöl’de meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depreme eşdeğer olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Sezer, “Bu 4 şiddetli deprem bir kerede olsaydı büyüklüğü 6.4 olurdu. 831 depremin açığa çıkardığı toplam enerji ise 6.7 büyüklüğünde deprem oluşturacak güçtedir. Bir başka ifadeyle, söz konusu tarihler arasında meydana gelen 831 deprem sayesinde İzmir, 6.7 büyüklüğünde bir adet veya 6.5 büyüklüğünde olabilecek 2 adet depremden kurtulmuştur” dedi.
6.8’İN ÜZERİNDE DEPREM OLMAZ
Gerek İzmir yöresinde, gerekse Ege Bölgesi’nin herhangi bir yerinde 1999 Kocaeli-Gölcük depremi büyüklüğünde bir deprem üretecek fay bulunmadığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Sezer görüşlerini, “Yörede bilinen fayların uzunluklarına yapılan risk analizlerine ve geçmişte yaşanmış olan depremlere göre, Urla yöresindeki fayların 6.8’den büyük deprem üretme kapasiteleri bulunmamaktadır. Paniğe yol açacak ölçüde, aşırı korkuya kapılmaya gerek yoktur” şeklinde ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.