TÜRKİYE WASINGTON VEYA BRUKSEL’ DEN DEĞİL ANKARA’ DAN YÖNETİLMELİDİR.
Muğla Barosunun ev sahipliği ile İzmir Barosu,Kütahya Barosu,Denizli Barosu,Aydın Barosu,Manisa Barosu,Afyon Barosu ve Antalya Barosu Başkanlarının katılımlarıyla, 11-12.11.2006 tarihlerinde yapılan toplantıda aşağıdaki kararlar alınmış ve bu kararların Türkiye Barolar Birliğine, Barolara, TBMM.ye ve kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir.
1-TBMM tarafından kabul edilen ve onay için Cumhurbaşkanlığı makamına sunulacak olan yeni Vakıflar Yasası cemaat vakıflarının mal edinmelerinin önündeki tüm koşulları kaldırmakta, yabancılara yeni ayrıcalıklar tanımaktadır.Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesi olan Lozan Sözleşmesi ile Anayasamızın devletin ülkesi ve ulusu ile bölünmez bütünlüğüne aykırı olan bu yasanın Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmesini talep ediyoruz.
2-Uzunca zamandan bu yana Türkiye'deki siyasal iktidarlar Avrupa Birliği'ne girme yolunda politika izlemektedirler. AB şimdiye kadar kendisine tam üye olarak kabul ettiği ya da aday üye statüsünü verdiği hiçbir ülkeye ileri sürmediği ve dayatmadığı koşulları Türkiye' ye dayatmaktadır. Şöyle ki; Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşuna kaynaklık eden Londra ve Zürih anlaşmalarına göre Kıbrıs'ın Türkiye'nin katılmadığı yada üye olmadığı hiçbir uluslararası kuruluşa üye olarak kabul edilmemesi gerekirken Rum yönetimi tek yanlı olarak AB'ye üye olarak kabul edilmiş ve böylece uluslararası hukuk kuralları ihlal edilmiştir. Rum yönetiminin Kıbrıs'ın tek ve meşru yönetimi olarak kabulü, Türk Liman ve havaalanlarının Kıbrıs'taki anayasal düzeni yıkanlara açılması müzakerelerin ön koşulu haline getirilmiştir. Bu koşul kabul edilemez niteliktedir.
3-Lozan Sözleşmesinde belirtilen azınlıklar dışında yeni azınlıklar yaratma istekleriyle gerçek dışı Ermeni, Pontus, Süryani soykırım iddialarının kabulü yolundaki talepler , batının Türkiye'ye yönelik hasmane politikalarının en somut kanıtını oluşturmaktadır.
4-Ulus ötesi suların statüsü adı altında Türkiye'nin doğal ve su kaynaklarının statüsünü değiştirme istekleri de birliğin talepleri arasındadır. Her fırsatta AB Türkiye temsilcileri adeta bir sömürge ülkesi müfettişi edasıyla Türkiye'nin iç işlerine müdahale etmekte, diplomasi, edep ve nezaket sınırlarını aşan açıklamalar yapılmaktadır. Bu hal giderek Türkiye Cumhuriyeti'nin kurtarıcısı ve kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'ün devlet dairelerinde bulunan fotoğraflarının indirilmesinin birliğe üyelik için gerekli olduğu noktasına vardırılmıştır. Bu edepsiz ve hayasız saldırılara dur demenin zamanı gelmiştir. Biz Barolar olarak ayrım gözetmeksizin tüm siyasal partilere ve anayasal kurumlarımıza sesleniyoruz ve diyoruz ki;Türkiye Cumhuriyeti bir yandan AB'ye uyum adı altında AB'nin öbür yandan yeni dünya düzeni veya yeni orta doğu projesi adı altında ABD'nin kabul edilemez talep, tehdit ve kuşatması altındadır. Yeni Sevr haritaları bu sözde müttefikler tarafından her fırsatta Türkiye'nin önüne konulmaktadır.Bu hasmane tutuma bir kez daha dikkat çekiyor, AB Türkiye müzakere sürecine ve sömürge ilişkisine son verilmesini istiyoruz. Yargı bağımsızlığının korunması ülkenin tam bağımsızlığına sahip çıkılması gerekir. Türkiye'nin yasama, yürütme ve yargı organlarına yapılan dış baskı ve müdahaleye son verilmeli, özetle Türkiye Wasington veya Brüksel'den değil Ankara'dan yönetilmelidir.
Muğla Barosu Başkanı
Av.Ayla Kara
İzmir Barosu Başkanı
Av.Nevzat Erdemir
Aydın Barosu Başkanı
Av.Sümer Germen
Denizli Barosu Başkanı
Av.Adil Demir
Kütahya Barosu Başkanı
Av.Sabit Özdoğlar
Manisa Barosu Başkanı
Av.Remzi Demirkol
Antalya Barosu Başkanı
Av.M. Zeki Durmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.