• BIST 8991.27
  • Altın 2276.601
  • Dolar 32.3101
  • Euro 35.0399
  • İzmir 19 °C

Hür Erdem Ünal Yazdı

Hür Erdem Ünal Yazdı
İnsanca yaşayabilmenin sırrı herhalde düşünmekten geçmektedir. Hayvanlardan bizi ayıran en önemli özellik onların düşünememesi bizimse düşünebilmemizdir. Hemen her akşam televizyon kanallarında hayvanlar alemi ile ilgili belgeseller yayınlanmaktadır, çoğu

GÜL VE ZEYTİN DALI
İnsanca yaşayabilmenin sırrı herhalde düşünmekten geçmektedir. Hayvanlardan bizi ayıran en önemli özellik onların düşünememesi bizimse düşünebilmemizdir. Hemen her akşam televizyon kanallarında hayvanlar alemi ile ilgili belgeseller yayınlanmaktadır, çoğunlukla da yırtıcı hayvanların avlanmaları üzerinde durulmaktadır. Ormanlar kıralı denir aslana ve avlayamayacağı hayvan da neredeyse yoktur. Yazıktır hep acırız avlanan o ceylanlara, impalalara, zebralara ve bufalolara, fakat bufalolar aslanlara öyle kolay yem olmazlar, birlikte savunma yaptıklarında genelde yem olmaktan kurtulurlar.
Hayvanı ise insandan ayıran en büyük özellik olarak şunu görüyoruz, hayvanlar karınları doyurmak için sadece avlanırlar yani zevkine başka hayvanı öldürmezler, insansa tam tersine karınlarını doyurmak için insan avlamazlar fakat zevkine insan öldürürler. Hayvanlar ki düşünemeyen varlıklar oldukları için gelişemiyorlar, ilerleyemiyorlar ve medeniyet kuramıyorlar. İnsanlar ilerliyor, gelişiyor, medeniyetler kuruyorlar fakat bakıyoruz insanlık tarihi boyunca savaşlar hiç durmamış sürekli kan dökülmüştür.  Nasıl oluyor da bir insan bir insanı bu kadar rahat öldürebiliyor. Bakıyoruz yanı başımızda yani Irak’ ta her gün neredeyse yüz insan ölüyor, öldürülüyor. Dünyanın neresine bakarsak bakalım hep bir karışıklık mevcut. Neden? Çünkü; hırs, ihtiras, egemen olmak, kendinden olmamak, güçlü olmak vs. vs. sıralanıp gitmektedir. Bir söz var çok hoşuma gider “mezarlıklar vazgeçilemezlerle doludur” diye. Söyleyen ne güzel söylemiş, eee bizim neyimize o halde, bir gün hepimizin gideceği yer orası. Şu üç günlük Dünya’ da neyi paylaşamıyoruz da birbirimizi incitiyoruz, kırıyoruz ve de öldürüyoruz. Önümüzdeki günlerde Dünya İnsan Hakları gününü ve haftasını kutlayacağız fakat değişen hiçbir şey olmayacak dünya aynı dünya, insan aynı insan olarak devam edecek. Savaşlar mı sona erecek, ölümler mi son bulacak, Hayır son bulmayacak. Ama yine de ümidimizi kesmeden çalışacağız, bu Dünya’ nın daha yaşanabilir, daha saygılı, daha barışçıl ve de savaşların olmaması için.
10 Aralık 1948 yılında Türkiye’ nin de kurucusu olduğu Birleşmiş Milleler tarafından kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” içeriğinde gerçekten insanı merkez alan insanın insanca yaşayabilmesi için gerekli bütün argümanları barındırmaktadır. Herkesin bunu okuyup iyice düşünmesini istiyorum, her şey bir tarafa sadece birinci maddesi bile her şeyi özetliyor zaten “Madde 1: Bütün insanlar özgür; onur ve hakları yönünden eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşçe davranmalıdırlar.”  

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0533 557 8894