• BIST 9915.62
  • Altın 2439.282
  • Dolar 32.4246
  • Euro 34.6533
  • İzmir 27 °C

"Ermeni Soykırımı”na Yanıt

"Ermeni Soykırımı”na Yanıt
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İrfan Palalı, Ermeni olduğunu ölümünden 10 sene önce öğrendiği anneannesinin, anlattıklarından yola çıkarak “Tehcir Çocukları” isimli bir roman yazdı.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İrfan Palalı, Ermeni olduğunu ölümünden 10 sene önce öğrendiği anneannesinin,  anlattıklarından yola çıkarak “Tehcir Çocukları” isimli bir roman yazdı.

Kitabın yazımının 1 sene sürdüğünü belirten Doç. Dr. Palalı, “Yaşanmış olan bu tehcir (göç) olayı tarihte yaşanmış bir sürü tehcir olayı gibi insanlık ayıbı, insanlık suçu bir olaydır. Ancak önceden planlanmış, bazı çevreler tarafından iddia edildiği gibi bir soykırım girişimi değildir. Romanda belirtildiği gibi, kafileye ilk saldırıda kadın ve çocukları zabitlerin kurtarması, daha sonra toplu halde çocukların üç gün boyunca arabalarla zabitlerin eşliğinde yerleşim alanına getirilmesi bunu göstermektedir” dedi.

Romanı, 20 yaşındayken anneannesinin Ermeni olduğunu bir tesadüf sonucu öğrendikten sonra kendisinden dinledikleri ışığında hazırladığını açıklayan Doç. Dr. Palalı, “Ailem anneannenin Ermeni olduğunu benden gizlediler. Onlara göre Ermeni olmak bir suçtu. Ben de anneannemin yaşadıklarını kaleme alarak, tarihsel bir gerçeği gün ışığına çıkarmaya çalıştım. Amacım ırkçılık konusunda fanatiklik yapmanın hiç kimseye bir yarar getirmeyeceğini insanlara göstermekti. Tarih boyunca çeşitli ulusların uğrak yeri olan Anadolu’da hiç kimse saf Türk, Ermeni değildir. Temiz bir ırk yok. İddia edildiği gibi bir Ermeni soykırımı yoktur, tehcir vardır” diye konuştu.

Ananesi Fatma Annenin altı yaşlarında iken kendi ailesi ve tüm köylüleri ile birlikte bilemedikleri bir istikamete doğru göçe çıkarıldıklarını açıklayan Doç. Dr. Palalı, “Köyden eşyaları ile birlikte hayvanların sırtında yola çıktıktan bir gün sonra, kafileleri bir saldırıya uğrar. Kafilenin tüm erkekleri, en son da babası kafaları kılıçla kesilerek öldürülür. Baskını yapanlar zabit değildir. Bu baskında kadın ve çocuklar,  genç bir zabit grubu tarafından kurtarılmıştır. Bu arada annesi donarak ölür. Daha sonra anneannem kendisini gibi çoğu kız çocuğu olan 10-15 çocukla Urfa’ya getirilir. Kendisiyle birlikte başka kafilelerden gelen çok sayıda çocuk Urfa’daki tarihin en eski kiliselerinden biri olan (şimdi Selahattin Eyyübi cami) yapıya yerleştirilir” dedi

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0533 557 8894